Fransızca içindeki moment ne anlama geliyor?
Fransızca'deki moment kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte moment'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki moment kelimesi an, zaman, an, moment, moment, nokta, an, şu an, şimdi, şu anda, zaman, safha, süre, müddet, süre, müddet, saniye, dikkat aralığı, dikkat genişliği, doğru işareti, doğrulama işareti, an, zaman, şu ara, şu an, şu anda, şu an, şimdi, hasat mevsimi, sırasında, anında, (her) ne zaman ...ise, -diğinde, -diği zaman, bir süre, bir müddet, bir an için, bir süre sonra, biraz sonra, her an, uzun süreden beri, uzun zamandır, uzun süredir, uzun zamandan beri, kısa sürede, her zaman, ne zaman olursa, o anda, bu zamanlarda, kısa bir süre, şimdilik, şimdiye kadar, bir an, bir noktada, sırası gelince, bir süreliğine, tam o sırada, o zamandan beri, o zamana kadar, epey bir zaman, olduğu anda, her an, -diği sürece/-dikçe, bir zamanlar, ya şimdi ya hiç, bir süre sonra, şimdilik, anı yaşa, önemli olay, kritik an, son dakika, uzun zaman, bir süre, duruma göre hareket etmek, çok zaman almak, çok vakit almak, geçen, şimdi, şu anda, şu sıralarda, biraz sonra, her an, zamanı gelince, o zaman, epeydir, en nihayet, ne zaman olursa olsun, kritik an/durum, hesap günü, en iyi zaman, dikkat dağınıklığı, geçici sorun, korkup vazgeçmek, kısa süre, sağlıklı düşünememe, en önemli kısım, ilgi çekici olay, sıkıntı, -diğinde, süre, müddet, kritik an, son an anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
moment kelimesinin anlamı
an, zamannom masculin (lors de) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Où étiez-vous au moment où vous avez appris l'assassinat de Kennedy ? Kennedy vurulduğu zaman neredeydiniz? |
annom masculin (instant précis) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Où était-il à ce moment-là ? |
momentnom masculin (Physique) (fizik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
momentnom masculin (Maths) (matematik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
nokta, annom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est à ce moment que j'ai réalisé le danger de la situation. O noktada (or: anda) tehlikenin farkına vardım. |
şu an, şimdi, şu anda(moment présent) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Şu anda müsait değilim. Lütfen daha sonra tekrar arayın. |
zaman(occasion) (durum anlamında) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est l'heure de faire la fête ! Mettons nos chaussures ! |
safha
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
süre, müddet(intervalle de temps) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il s'est passé un moment avant qu'elle n'arrive. Aradan bir müddet geçtikten sonra nihayet eve döndü. |
süre, müddetnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Reposons-nous un moment après avoir terminé le travail. |
saniye
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
dikkat aralığı, dikkat genişliğinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tu ne peux retenir son attention qu'un court instant car il est facilement distrait. |
doğru işareti, doğrulama işaretinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Désolé de vous faire attendre ; je suis à vous dans un instant (or: moment). |
an, zamannom masculin (fait marquant) (en mükemmel) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Son moment de gloire fut quand il organisa l’œuvre de bienfaisance pour les sans-abri. |
şu ara, şu an
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) C'est maintenant ou jamais ! ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Suat, şu an bir iş sahibi değildir. |
şu anda, şu an
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Actuellement, il y a six étudiants inscrits au cours de phonétique. |
şimdi
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ce modèle de voiture n'est pas disponible actuellement. |
hasat mevsimi(céréales) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Pendant les moissons, Pierre aimait faire de la randonnée dans les collines. |
sırasında, anında
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ils commencèrent à se perdre quand ils entrèrent dans la ville. |
(her) ne zaman ...ise, -diğinde, -diği zamanadverbe (bağlaç: Kendi başına bir anlam taşımayan, cümlede eş görevli sözleri ve cümleleri birbirine bağlayan sözcüktür (örnek: "kitabı aldı, fakat geri vermedi").) Il peut m'appeler n'importe quand (or: à tout moment). Cela ne me dérange pas. Benim için sorun değil, ne zaman isterse (or: istediği zaman) beni arayabilir. |
bir süre, bir müddetlocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
bir an için
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
bir süre sonra, biraz sonraadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Tout d'abord, il ne sentit aucune douleur. Après un moment, son bras commença à lui faire mal. |
her an
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) La vieille maison semblait pouvoir s'écrouler à tout moment (or: à tout instant). Bill devrait arriver d'un moment à l'autre pour nous conduire à l'aéroport. |
uzun süreden beri, uzun zamandır, uzun süredir, uzun zamandan beri
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il sera parti longtemps ? |
kısa süredeadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Son rendez-vous a été annulé au dernier moment. Je suis désolée de vous demander cela au tout dernier moment mais je n'ai appris la nouvelle qu'hier. |
her zamanadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Laissez constamment vos mains et vos bras dans la voiture. |
ne zaman olursa
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Tu peux m'appeler à l'aide n'importe quand. |
o andalocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) À ce moment-là, j'ai réalisé qu'elle m'aimait vraiment. // J'allais lui dire, mais à ce moment-là, le téléphone a sonné. |
bu zamanlardalocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Normalement, je suis couché à cette heure-là. À cette heure-ci, tu devrais avoir fini d'étudier pour l'examen. |
kısa bir süreadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je vais rester un petit moment, si ça ne te dérange pas. |
şimdiliklocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Pour le moment, nous devrons faire avec la voiture que nous avons. |
şimdiye kadar
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
bir anadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) À un moment, je pensais même que nous allions nous marier. |
bir noktadalocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) À un moment, nous devrons décider s'il vaut la peine de poursuivre ce projet. |
sırası gelince
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Vous aurez une promotion en temps utile : d'abord, vous devez faire vos preuves. |
bir süreliğinelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je vais au pub un moment. |
tam o sıradalocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Elle est allée se coucher et à ce moment-là, le téléphone s'est mis à sonner. |
o zamandan beriadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
o zamana kadarlocution adverbiale (geçmiş) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
epey bir zamanlocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ça fait un bon moment que je ne l'ai pas vu. |
olduğu anda
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Le téléphone a sonné au moment où j'allais entrer dans mon bain. |
her anadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
-diği sürece/-dikçe
|
bir zamanlar
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il fut un temps où acheter du lait directement chez le fermier était autorisé. |
ya şimdi ya hiç
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
bir süre sonra
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Après quelque temps, l'architecte a livré les plans de notre nouvelle maison. |
şimdiliklocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ma voiture est tombée en panne alors j'utilise mon vélo pour l'instant. |
anı yaşainterjection (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) « Profite du moment présent » est une traduction du latin « Carpe Diem ». Mon père me disait toujours : « Profite du moment présent, tu ne seras pas jeune toute ta vie ! ». |
önemli olaynom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ce moment est un tournant dans l'histoire de notre pays. |
kritik annom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La décision de l'arbitre d'accord un pénalty fut un moment critique dans le match. |
son dakika
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kathy attend toujours la dernière minute (or: le dernier moment) pour rendre ses devoirs. |
uzun zamannom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ça fait un moment que je n'ai pas vu mon ex-mari. |
bir sürenom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Viens t'asseoir un moment à côté de moi. |
duruma göre hareket etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je ne sais pas trop ce qu'on fera demain, on verra bien. |
çok zaman almak, çok vakit almak(familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
geçen(zaman) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
şimdi, şu anda, şu sıralardaadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
biraz sonra
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Mon mari sera là d'un instant à l'autre. |
her an
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) J'aime que mon bureau fasse face la porte, parce que je sais que mon patron peut entrer à tout instant. |
zamanı gelince
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Les effets du médicament disparaîtront le moment venu. |
o zamanlocution adverbiale (gelecek) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Tu viens la semaine prochaine ? À ce moment-là, on décidera de ce qu'on fera pendant les vacances. |
epeydir
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
en nihayet
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
ne zaman olursa olsun
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Quel que soit le moment où j'y vais, il y a toujours la queue. |
kritik an/durumnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les négociations ont atteint un tournant (or: moment critique) quand la date limite a approché sans qu'aucune décision n'ait été prise. |
hesap gününom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Au moment de rendre des comptes, il sera intéressant de voir comment l'équipe s'en sort face à ceux en tête de la ligue. |
en iyi zamannom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Début octobre est le meilleur moment pour observer la couleur des feuilles automnales dans le Wisconsin. |
dikkat dağınıklığı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Alex a eu un moment d'inattention pendant son examen et ne l'a pas terminé. |
geçici sorunnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
korkup vazgeçmekverbe pronominal (familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kısa sürenom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je serai là dans un petit moment. |
sağlıklı düşünememenom masculin (geçici olarak) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai dû avoir un moment d'égarement : j'ai laissé ma mallette et tous mes papiers à la maison ! |
en önemli kısım, ilgi çekici olay
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La visite de la Tour Eiffel fut un temps fort de notre voyage. Gezinin en önemli kısmı Eyfel Kulesi'ne yaptığımız ziyaretti. |
sıkıntı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils se disputent souvent, mais dans une situation critique, ils font preuve d'une grande loyauté mutuelle. |
-diğinde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Cela s'est produit au moment où il est rentré à la maison. Tüm bunlar, Mehmet eve geldiğinde olup bitmekteydi. |
süre, müddetnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je vais lire pendant un moment. |
kritik an(spor, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
son annom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
Fransızca öğrenelim
Artık moment'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
moment ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.